16 yaşındaki Emir Koçhan, 'Ayazağa kedileri geliyorum' şeklinde cümlenin yer aldığı duvarın önünde arkadaşlarıyla çektikleri fotoğrafı sosyal medyadan paylaştı. Bu fotoğrafı gördükten sonra sosyal medyada tartışan kişiler, Emir Koçhan'ı öldürdü.
Gazeteci Timur Soykan, Birgün Gazetesi'nde "Çocuk çetesi bir çocuğu öldürdü" başlıklı yazısında, Emir Koçhan'a saldıran 15 kişilik saldırgan çocuklardan 4’ünün yakalandığını, kiminin ortaokuldan terk kiminin ehliyetsiz kurye kiminin ise bir yılda 7 suç kaydı olduğunu belirtti. "Türkiye şiddet sarmalında boğulurken çocuk çeteleri ortaya çıkıyor" diyen Soykan, yazısında, okul sıralarında olmaları gereken bu çocukların neden ve nasıl geleceksiz kaldığını, bir insanı katile dönüştürebilecek sosyo-ekonomik nedenleri anlatttı.
GÖÇ GERÇEĞİ
Soykan'ın yazısının bir kısmı şu şekilde: "Emir’in öldürülmesini sadece bir grup çocuğun vahşeti diyerek açıklamak mümkün değil. Toplumda şiddetin bir salgın gibi yayıldığı gerçeğiyle karşı karşıyayız ve bu ülke başını iki ellerinin arasına olarak “Bize ne oluyor” diye sormalı.
Emir Koçhan’ın ölümü ile ilgili soruşturma sürüyor ve kısıtlı bilgilere sahibiz. Ama tutuklanan çocuk zanlıların kimliği, sokaktaki çeteleşme ve şiddetin nedenleri hakkında ipuçları veriyor.
İlk olarak göç gerçeği var; zanlı çocukların hepsi İstanbul’a göç eden ailelerin çocukları ve doğum yerleri İstanbul. 16 yaşındaki Y.Ş.’nin ailesi Trabzon’dan göç etmiş ve Gaziosmanpaşa’da doğmuş. 17 yaşındaki İ.C. ve 15 yaşındaki Ş.A. ise Giresun’dan göç eden ailelerin çocukları. İ.C. Şişli, Ş.A. ise Eyüp doğumlu. F.A.T ise Gaziosmanpaşa’da doğmuş.
SUÇ ÖRGÜTLERİNİN ŞOVLARI
Hepsi bir dönem gecekondu bölgesi olan artık gökdelen rezidansların yükseldiği Ayazağa’da yaşıyor. Yanı başlarında lüks hayatlar varken mahalledeki çocukların büyük çoğunluğu geleceksiz.
Bu çocuklar, lüks hayata giden yolu Tiktok’taki suç örgütlerinin paylaşımlarında görüyor. Çeteler lüks otomobillerin içinde silahla tur attıkları videoları sosyal medyada paylaşırken insan kaynağı konusunda hiç sorun yaşamıyor. Acımasızlık ve şiddet çocukların kendilerini çetelere kanıtlayacakları özelliklere dönüşüyor. Uyuşturucu kullanımıyla birlikte çeteleşmenin yolu ardına kadar açılıyor. İstanbul’da görmezden gelinen bir uyuşturucu salgını yaşanıyor. Kolombiya’da üretilen kokainin parasıyla yerel çeteler arka sokaklarda tetikçiler yetiştiriyor. Suç düzenine özenen çocuklar kendi çetelerini büyütmenin hayallerini kuruyor. Scooter motosikletlerle konvoylar yaparak güç gösterisinde bulunuyorlar.
EĞİTİM ŞANSI YOK EDİLDİ
Eskiden eğitim bu girdaptan çıkmak için bir şanstı ama eğitimin özelleştirilmesi ve devlet okullarının hali bu ihtimali de ortadan kaldırıyor. Emir’i öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan 16 yaşındaki Y.Ş. ortaokul mezunu. Ehliyetsiz kullandığı motosikletle Tekel bayiinde paket servisi yapıyor. 17 yaşındaki İ.C. de Y.Ş. ile aynı yerde ehliyetsiz motosiklet kullanarak paket servisinde çalışıyor. Lisede okuyor. 15 yaşında Ş.A. da ortaokul mezunu ve Kağıthane’deki bir otolastikçide çalışıyor. 15 yaşındaki F.A.T. ise lise öğrencisi. Cinayetin yaşandığı yere, her gün motosikletle 18 yaşından küçük çok sayıda çocuk geliyor. Bu bölgede daha önce de çok sayıda kavganın yaşandığını bölgedekiler anlatıyor.
TBMM’de, sokakta, okulda, evde ve siyasilerin dilinde şiddet meşrulaştırılıyor. Dünyanın mafyası Türkiye’ye akın ederken iktidardaki partilerin liderleri suç örgütü liderleriyle fotoğraflar çektiriyor. Mafya liderlerinin, siyasiler, emniyet müdürleri, komutanlar, savcılarla görüntüleri ortalığa saçılıyor. Suçlularla birlikte suçtan kazanılan paraya meşruiyet sağlanıyor. Mafyalaşma döneminde çocuklar bu bataklığın içinde suça sürükleniyor. Tüm bunların sonucunda henüz 16 yaşındaki Emir hayattan koparıldı. Bu cinayetin sadece adli olarak değil sosyal nedenleriyle birlikte aydınlatılması gerekiyor."
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz...