15 Temmuz 1965’te Kızıl Gezegen’i fotoğraflayan “Mariner 4” uzay aracı, başka bir gezegenin yakın fotoğraflarını çeken ilk araç oldu. Aracın çektiği fotoğraflar, Mars ortamının “bildiğimiz şekliyle yaşama çok elverişsiz” olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

Uzayın derinliklerindeki kızıl komşumuz Mars, 15 Temmuz 1965’te NASA’nın “Mariner 4” adlı cesur uzay aracı tarafından ilk kez görüntülendi.

O zamana kadar Mars’ın teleskopla çekilen görüntüleri, yani yüzeyindeki gizemli karanlık lekeler, burada uzaylı bir medeniyetin yaşadığına dair inancı tetikler nitelikteydi.

KIZIL GEZEGENDE YAŞAM İNANCI YERLE BİR OLDU

Ancak Mariner 4 tarafından kaydedilen görüntüler, çorak bir gezegeni ortaya çıkardı ve bu gezegenin yaşam için bir cennet olduğuna dair inancı yıktı.

“YAŞAMDAN YOKSUN”

Mariner 4’ün ana görevinin Mars’ın ilk yakın çekim görüntülerini çekmek olduğunun altını çizen bilim insanları, “Görüntüler Mars’ın ağır bir şekilde kabuk bağlamış ve büyük ihtimalle yaşamdan yoksun olduğunu gösterdi” sözlerini kaydetti.

Mars, gece gökyüzünde çıplak gözle görülebildiği için insanlar tarafından her zaman biliniyordu. Belirgin kırmızımsı turuncu bir renk tonuna sahip parlak bir noktaydı.

Mars’ı teleskopla gören ilk kişi 1610 yılında efsanevi İtalyan astronom Galileo Galilei oldu.

O tarihten 1950’lere kadar -Mars’tan esinlenen bilimkurgu kitaplarının ve çizgi romanların altın çağı- Mars’ın yüzeyinde yaşam olduğunu düşünmek mantıklıydı. Mars yüzeyindeki koyu renkli izlerin bitki örtüsü veya “kanallar” olduğu öne sürüldü ve bu durum gezegenin Dünya gibi yemyeşil bir dünya olduğu inancını tetiklemişti.

O dönemde bilim insanları, bitki örtüsünün Mars’ta insan benzeri gelişmiş bir medeniyetin yaşadığına dair bir işaret olduğunu düşünmüşlerdi.

Ancak NASA’nın hayal kırıklığına uğramasına yol açan şey fotoğraflandığında, yemyeşil bir gezegen yerine Dünya’dan çok Ay’a benzeyen, kraterlerle dolu ölü bir yüzeyin ortaya çıkmasıydı.

Aracın çektiği fotoğraflar, Mars ortamının “bildiğimiz şekliyle yaşama çok elverişsiz” olduğunu kanıtladı. Bu bulgular birçok bilim insanının Mars’ın yaşam için elverişli bir yer olduğu yönündeki beklentilerini de boşa çıkardı.