AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrası açıklamalarda bulunuyor. Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için gelinen aşamayla ilgili değerlendirmelerimizi hassas bir şekilde yapıyoruz. Bütün bir süreci yakinen takip ediyoruz. Bu tablonun oluşturduğu mesaj, siyasetin kahir ekseriyetinin verdiği mesajlar dünya açısından anlamlı referans kaynağı olmuştur. Bölgedeki istikrarsızlaştırıcı devletlerin, bölge halklarını birbirine düşürmek, daha çok acı ve gözyaşı yaşatmak için uyguladığı stratejiler dikkate alındığında Türkiye'nin kendi içinde Türk-Kürt-Arap-Alevi-Sünni birlikteliğini pekiştirmek adına hem bölgedeki terör hareketin emperyalist güçler tarafından ortaya koyması, bütün Ortadoğu kapsayacak bir vizyonun aslında çekirdeğidir.

Irak, Suriye ve bölgedeki kardeş ülkeler açısından da terör oluşumlarının istikrarsızlaştırıcı tutumlarını kabul etmediğimizi ortaya koymuş oluyoruz. Silahların terör örgütü tarafından bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesi, terör örgütünün Irak ve Suriye'deki bütün unsurlarıyla feshedilmesi.

İster adına PKK ister YPG ister SDG densin, bütün terör yapılarının bölgede istikrarsızlaştırıcı unsur olmaktan çıkarılması temel yaklaşımımızdır. Gerek Türkmen, gerek Arap gerek Kürt kardeşlerimizin kardeşliğinin daha çok güçlenmesi için güçlü bir kardeşlik siyaseti ortaya koyduk.

Biz bu kardeşlerimizin, örneğin Kürt kardeşlerimizin herhangi bir terör örgütü tarafından baskı altına alınmasına karşı çıktığımız gibi herhangi bir devlet veya o devlete bağlı birtakım vekil unsurlar, Türkmen, Arap, Alevi, Sünni, Dürzi, Nusayri'ye silah çekerse Türkiye Cumhuriyeti net bir şekilde karşısında olacak dedik. Bu tutumumuzu sürdürmeye devam ediyoruz.

Ne zaman kendi bölgemizde Irak, Suriye'yi kapsayan yakın bölgemizde terör örgütlerinin silah bırakması, feshedilmesine yönelik adım atılmaya kalkılsa, bazı devletler tarafından sabote edilmeye çalışıldığını geçmişte gördük. Bölgede başka projeler peşinde koşan, bölge halklarının aleyhine olacak, bölgedeki insanların refahlarına, zenginliklerine el koyan, birtakım emperyalist projelerin yararına olan yaklaşımda bulunan birtakım devletlerin vekil güçlerin bu süreci sabote etmeye dönük adım attıklarını gördük.

Suriye'de bazı üslerde bazı devletlerin üslerinde bazı terör örgütlerine ait kıyafetlerinin bulunması. A terör örgütünün sözde karargahının ele geçirildiğinde orada B terör örgütüne ait kıyafetler bulunmuştu. Bütün bunlar birtakım sabotajlara ait bize fikir veren şeylerdir. Yıllar evvel istihbarat teşkilatımız birini yakalamıştı. Geçmişte A terör örgütünde bulunmuş şimdi onun karşısında olan B terör örgütünde faaliyet gösteriyor ve bir istihbarat örgütüyle yakın ilişki içindeydi.

Hem bazı devletlerin, örgütlerin, vekil güçlerin siyasi sabotaj girişimlerine karşı azami dikkate gösteriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız MYK toplantımızın başlangıcında yaptığı konuşmada terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için gerekli titizlik ve özenin gösterilmesi için bir kez daha altını çizmiştir. Kullanılan dil, sabotajlara karşı son derece dikkat etmek gerekir. Bu konuda geniş ve derin tecrübemiz vardır.

Bazı devletlerin, bölgedeki terörün sona ermemesi için, terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye'ye karşı çıkar elde etmeye çalışıp, birtakım vekil güçlerle yapacakları sabotajlara teyakkuz halindeyiz.

Terörsüz Türkiye hedefine ulaşırken çok açık, şeffaf bir şekilde prensiplerimizi ifade ediyoruz. Doğrudan siyasi yalan diyeceğimiz bölgede terörün sona ermesini istemeyen devlet ve vekil güçlerin işine yarayan yaklaşımların ortaya çıktığını görüyoruz. Bu söylemlerde bulunanların bir siyasetçi olarak daha dikkatli şekilde davranmalarında fayda vardır. Sonuç olarak verilen herhangi taviz yoktur. Terörsüz Türkiye hedefine ulaştığı zaman Türk, Kürt, Alevi, Sünni adı ne olursa olsun hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir.

Halen MYK toplantısına girerken bazı siyasilerin devlet bütün bu süreçlerin karşılığında hangi tavizi verdi gibisinden konuştuklarını görüyoruz. Devletin niteliği ve milletimizin değerleri konusunda herhangi bir pazarlık ve alver süreci yoktur. Devletimizin değerleri bütün vatandaşlarımızı kapsayacak yüksek bir birikime sahiptir. Esas olan sorunlarımızın demokrasi ve siyaset yoluyla çözülmesidir.

Bu sorunların toplumsal hayatta ortaya çıkmış kimlik sorunları veya başka sorunlar olsun bunların çözümü daha çok demokrasi yoluyla gerçekleşebilecektir. Bazı çevrelerin şehit ailelerine dönük olarak yanlış söylemler kullandıklarını görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ilk iftarını her zaman olduğu gibi şehit ailelerimizle ve gazilerimizle yaptı. Cenab-ı Allah'tan şehitlerimizi en büyük mükafatlarla mükafatlandırmasını niyaz ediyoruz.

Şehitlerimizin fedakârlığının farkındayız, bunu başımızın, omuzlarımızın üzerinde taşıyoruz. Şehitlerimizin bu ülkede birlik, dirlik, hür ve bağımsız şekilde yaşayalım diye bize bıraktığı bu emanete, ülkemizin, milletimizin, devletimizin geleceğe en sağlam adımlarla yürümesine sonuna kadar sahip çıkacağız. Şehit ailelerimizi, gazilerimizi incitecek en ufak adımın atılmayacağını net olarak ifade etmek isterim.

Anayasa değiştirecek, vatan, bayrak, milletin tanımı gibi asla kabul edemeyeceğimiz birtakım ifadelerde bulunuyor. Tek vatan, devlet, tek bayrak, tek millet ifadesi Türk, Arap, Çerkez, Arap, Sünni'nin geleceğidir. Bu birliği ve dirliği koruma çerçevesinde tarih bilincimize ve coğrafya şuurumuza ve bunun getirdiği büyük birikime güvenerek bu yolları yürüyoruz.

Türkiye'nin geçmişinde demokrasinin azaltılması, demokrasinin Kürt, başörtülü, Alevi kardeşlerimiz için, Türkiye'nin her kesimi için perdelerle, duvarlarla saklanarak demokrasinin milletten uzaklaştırılması, darbelerle sakatlanması, yanlış uygulamalar vatandaşlarımızın en temel hak ve hürriyetleri üzerinde büyük baskılar kurulmuştur. Başörtülü kızlarımızın üniversiteye girememesi, ana dilde konuşulmamasına kadar arka planda hem birtakım dış projelerin, içeride gerçekleştirilen faşistçe, tek yönlü, milletinden hukuku, demokrasiyi esirgeyen birtakım yaklaşımların da bu sonuçları doğurduğunu net bir şekilde görüyoruz.

Kardeşliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Vatandaşlarımızın birlikteliğinin, her zaman birlik, kardeşlik içinde yaşamayı, bölge halklarına dönük olarak doğru bir kardeşlik siyasetini mümkün kıldığını göstermiştir. Bunu Kürdün, Türkün, Alevi, Sünni'nin düşmanı istemez. Aramıza fitne sokmaya çalışanların yapmaya çalıştığı düşmanlık hepimizi hedef almaktadır. Yağmur herkesi bereketlendirir, güneş herkesi ısıtır. Yüksek demokrasi standartlarıyla çözemediğimiz bir mesele yoktur.

Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal hakkında soruşturma Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal hakkında soruşturma

Bugün de silahların bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesiyle bu sonuca inşallah hep birlikte ulaşacağız. Sabotajlara karşı, birtakım sözlerin verilip tutulmamasına karşı tabii ki dikkatimizi koruyacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın iç cephe güçlendirilmesi çağrısı, sayın Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı, bölgedeki şer şebekelerine karşı kardeşlik siyasetini desteklediğimizi gösteren etkili bir mesaj ortaya çıkarmıştır. Bu tarih bilincimizden süzülüp gelen, coğrafya şuurumuzun gereği olan gündemimize gelmiştir."