Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanı Danışmanı Maksut Serim'in adına düzenlenmiş sahte dekont ve sosyal medya paylaşımlarını yaydıkları öne sürülen 12 sanık hakkında, 'Sahte özel belgeyi bilerek kullanmak', 'Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak' ve 'Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret' suçlarından 4'er yıldan 9'ar yıl 6'şar aya kadar hapis talebiyle dava açıldı. Sanıkların, Ankara 35'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuksuz sanıkların bazıları ve taraf avukatları katıldı.
SAVCIDAN 'KANUN BEKLENSİN' TALEBİ
Cumhuriyet savcısı geçen celse verilen mütalaayı aynen tekrar ettiğini beyan ederek, kamuoyunda '9'uncu Yargı Paketi' olarak bilinen kanunun 7 Kasım'da TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini, burada yer alan 'Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret edilmesi' suçu yönünden 'ön ödeme' getirildiğini ifade etti. Savcı, ancak söz konusu kanunun derdest dosyada uygulanıp uygulanmaması konusunda tereddüt bulunması nedeniyle kanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi sonrasında usul yönünden incelenmesini talep etti.
RESMİ GAZETE BEKLENECEK
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanı Danışmanı Maksut Serim'in avukatları, savcının talebini reddederek, henüz bahse konu kanunun yürürlüğe girmediğini ve söz konusu davayı etkilemeyeceğini söyleyerek, iddianamede yer alan suçlar kapsamında cezalandırılma talep etti. Hakim, söz konusu kanuni düzenlemenin Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra celse arasında resen incelenerek, gün beklenmeksizin gereğinin uygulanması yönünde karar vererek, getirilen hükümlerin davayı etkilememesi halinde de davanın karar için incelemeye alınmasına karar verdi. Duruşma ertelendi.
DÜZENLEME VE ÖN ÖDEME
Söz konusu kanuni düzenlemeye göre; 'sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret' suçu, uzlaştırma kapsamından çıkarılarak, ön ödeme kapsamına alınacak. Ön ödeme, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 75’inci maddesine göre, uzlaştırma kapsamında kalan suçlar hariç olmak üzere, sadece adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının üst sınırı 6 ayı aşmayan hapis cezası gerektiren suçlar bakımından, kanunda gösterilen usule göre belirlenen belli bir miktar paranın, şüpheli/sanık tarafından süresi içerisinde ödenmesi durumunda, kamu davasının açılmamasını ya da açılmış olan kamu davasının düşürülmesi sonucunu doğuran alternatif bir çözüm yöntemidir.