Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından bilim insanlarının çelişkili değerlendirmelerine sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. İsim vermeden sert çıkışan Görür, “Sanıldığı gibi her titr taşıyan bilim insanı değildir” dedi.
Görür, 23 Nisan’da meydana gelen depreme ilişkin değerlendirmesinde, İstanbul depremine dikkat çekerek uyarılarını yineledi.
Görür'ün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Aziz milletimle dertleşme: Şunları bir kez daha dikkatlerinize sunmayı görev addediyorum.
1- İstanbul depremi olacak (Marmara Depremi)
2- Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti.
3- Millet olarak fay ve deprem olacak mı olmayacak mı konuşmayalım
4- Bizim için önemli olan Deprem Dirençli kentler yaratmaktır. Depremleri minimum hasarla atlatalım. İnsanlarımız ölmesin
5-Bilim insanlarına saygılı olalım ve bilimin tarafında duralım.
6-Bir bilim insanı evrensel nitelikli araştırma yapan, veri toplayan, veriye göre sonuca varan, vardığı sonuçlar uluslararası konferanslarda sunan ve uluslararası dergilerde yayınlayan insandır. Sanıldığı gibi her titr taşıyan bilim adamı değildir. Saygılarımla."
AZİZ MİLLETİMLE DERTLEŞME: şunları bi rkez daha dikkatlerinize sunmayı görev addediyorum.
— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) April 25, 2025
1-İstanbul depremi olacak (Marmara Depremi)
2-Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti
3-Millet olarak fay ve deprem olcak mı olmayacak mı konuşmayalım
4- Bizim için…
"BURADA DEPREM OLMAZ DEMEK HAKİKATEN YAZIKTIR VE VEBAL ALTINDA BIRAKIR"
Öte yandan Prof. Dr. Naci Görür, KAFA TV'de Candaş Tolga Işık'a İstanbul'da 23 Nisan'da yaşanan 6.2 büyüklüğünde deprem sonrası değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Naci Görür, deprem sonrası bilim insanlarının çelişkili değerlendirmeleriyle ilgili konuştu.
Prof. Dr. Naci Görür açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
Bu oluşan depremler enerjiyi boşaltmadığı gibi Marmara'nın içerisindeki fay tehdidini ortadan kaldırmadı. Tam aksine tehdidi daha da artırdı. Kumburgaz Fayı zaten yılda 2 buçuk santime denk gelen stres biriktiriyor. Hangi akıl ve mantıkla burada deprem olmaz demek hakikaten yazıktır ve vebal altında bırakır. Milyonlarca insanın can güvenliğiyle oynamayın. Bu abesle iştigaldir. Böyle şey olmaz.
6.2'LİK DEPREM İSTANBUL'DE BEKLENEN BÜYÜK DEPREMİ TETİKLER Mİ?
Tetikler. Sıkıntı orada. Tetikleme nedir? Bu çatı dedi, 25-3o km'si kırıldı, Kumburgaz Fayı'nın uzunluğu 65-70 km. 30 km'si kırılmış olsa 40 km'si kırılmadı. Uçtan kırılmaya başladığı için gittikçe geriliyor, gittikçe kırılıyor. Ben de diyorum ki, bu deprem bu fayın daha fazla gerilmesine, onun deprem üretme potansiyelini öne çekmesine sebep oldu. Daha da dikkatli olun.
Sen bir şeyi ben biliyorum dersen. Bütün dünyanın evrensel bilimin kabul ettiği verilere göre konuşmak zorundasın. Bilim dünyası bunu bekliyor. Halka konuşmaksa başka bir şey. Halka bilimi tanıtmak bizim görevimiz. Deprem gerçeğini anlatmak görevimiz. Hissi işlere gitmektense halkı aydınlatmak zorundayız.
DEPREMİN ÖNCÜ OLDUĞUNU ANLAMAK MÜMKÜN MÜ?
Diyelim ki, yarın, öbür gün, 3 ay sonra 7,4 büyüklüğünde deprem pat diye vurdu İstanbul'u. Diyeceğiz ki; vay be 23 Nisan depremi demek ki öncü depremmiş. Diyelim ki 6,5 deprem olur, ona öncü diyebiliriz.
"TEHLİKE DEVAM EDİYOR"
Tehlike devam ediyor. Bundan sonra daha büyük deprem olursa kökten kırar, kalmaz bir şey. Bundan sonra bir deprem olursa büyük deprem olacağını tahmin ediyorum.
Marmara'nın altında canlı bir fay sistemi var. Bizzat dalarak gördüm, inceledik. Su çıkışlarını, gaz çıkışlarını gördük. Gözümüzle gördüğümüz bir sistem. 1200 metre suyun altına daldım, 7 saat çalıştık.
"SİZİ ELEŞTİRENLER DE VAR"
Ben burada bana yakışmayan şeyler söyleyebilirim ama tabi söylemeyeceğim. 99'da deprem olduğu zaman Marmara Denizi bilinmeyen bir denizdi. Hiçbir çalışma yoktu. 1987'de çalışmayı ben yaptım. 3 tane çalışma vardı. Türkiye denizlerde araştırma yapma fukarasıydı. Ege'yi bile doğru düzgün bilmiyorduk. Deniz araştırmalarında Türk tarafının başkanıydım. Dünyada ilk kez Marmara Denizi'nin dibinin haritasını çıkardık. Bugün bütün konuşanlar bizim haritamız üzerine konuşuyor.
"AYAĞINA HİÇ DENİZ SUYU DEĞMEMİŞ ADAM KONUŞUYORSA BEN NE YAPAYIM"
Ayağına hiç deniz suyu değmemiş, hiç Marmara Denizi'ni bilmeyen adam konuşuyorsa ben ne yapayım ya? Bizim ülkemiz öyle yani.
"BÖLÜNEN BİR BİLİM DÜNYASI YOK"
Mesela soruyorlar bugünkü televizyonlarda, 'Bilim dünyası bölündü' diyor. Bölünen bir bilim dünyası yok. Zaten aksini söyleyen bir bilim dünyası değil.
'İstanbul'da deprem riski bitti' diyenler hangi uluslararası saygın dergide, hangi hakemli dergide yayını yapmışlarsa önümüze koysunlar, şapkamızı çıkartalım.
(İstanbul'daki büyük deprem için gerekli enerji toplanmadı iddiası) Şimdi bunu diyen adam bilim adamı olamaz. Dünyanın en saygın dergisinde yayınlanmış bir makale var. Diyor ki, '30 sene içerisinde yüzde 47' falan. Şimdi sen kalkıp da olamaz dersen bunun bir anlamı var mı? Sen eğer 'Yetmez 60 sene sonra' diyorsan, hani makalen ya? Sen onu yaz."