Gündem

Şehit Şeyda'nın eşi: "Söylenecek çok söz var ama..."

İstanbul'da, motosiklet hırsızlığı şüphelisi tarafından şehit edilen polis memuru Şeyda Yılmaz'ın (27) eşi Semih Yılmaz, saldırıyı telsiz anonsuyla öğrendiğini belirterek, "Dudullu Polis Merkezi'ndeki polis yaralandı' diye anons geçince, hemen eşimi aradım, açmadı, çok merak ettim. Yolda giderken silah arkadaşım, 'Kardeşim vurulanlardan birisi de senin eşinmiş' deyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü" dedi.

Ümraniye'de Dudullu Polis Merkezi'nde motosiklet hırsızlığı suçundan gözaltına alınan ve hakkında 26 ayrı suç kaydı olduğu belirlenen Yunus Emre Geçti'nin (19) polis merkezinden kaçtıktan sonra yakalanması sırasında çıkan arbedede silahla ateş etmesiyle şehit olan Şeyda Yılmaz'ın eşi polis memuru eşi Semih Yılmaz, Sivas’taki evinde taziyeleri kabul ediyor. O gün yaşadıklarını anlatan Semih Yılmaz, olay anında polis merkezinde görevde olduğunu söyledi. Yılmaz, "Sözün bittiği yerdeyiz. İlk haberi aldığımdan bu zamana kadar yaşadığım ve yaşadığımız şeyler çok zor. Tüm ülke arayarak, mesaj atarak destek oldu. Herkes dua ettiğini, ağladığını söyledi. Vatan sağ olsun. Biz aynı vardiyada çalışıyorduk. 17.15'te evden çıktım. Yanlış hatırlamıyorsam, 22.00 ya da 23.30 gibi telsiz sesi duydum. 'Dudullu Polis Merkezi'ndeki polis yaralandı' diye, hemen eşimi aradım, açmadı. Çok merak ettim. Oradaki silah arkadaşlarıma 'Ben burada duramıyorum, beni götürün' dedim. Yolda giderken silah arkadaşım, 'Kardeşim vurulanlardan birisi de senin eşinmiş' dedi. Öyle olunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne yapacağımı bilemedim” dedi.

'ŞEHİT OLMAYI İSTİYORDU'

Eşinin şehit olma isteğinin her zaman var olduğunu belirten Semih Yılmaz, "Hastanedeyken çok dua etik. O, şehit olmayı çok istiyordu. Birkaç kez biz aramızda konuşmuştuk. 'Önce ben olayım, sonra sen olursun' diye. Öyle aldım haberini. Tüm ülke olduğu gibi ben de çok sinirliyim. Belki söylenecek çok söz var ama devletimizin gereğini yerine getireceğine inancım tam. Başka Şeyda'lar şehit olmasın, başka anaların, babaların, eşlerin, çocukların canı yanmasın. Devletimizden bunu diliyorum. Bu suç makinelerine karşı biraz daha dikkatli olunmasını talep ediyorum. Ben yandım, başka ailelere ateş düşmesin" diye konuştu.

'KALBİMİZİN ÜSTÜNDE AL BAYRAĞIMIZ VAR'

Şehit Şeyda Yılmaz'ın kendisi gibi polis olan eşi Semih Yılmaz, taziyeye gelenleri üniformasıyla karşılıyor. Diğer kentlerden gelen şehit yakınlarının taziye ziyareti sırasında konuşan Yılmaz, "Vatan sağ olsun. Aslında söyleyecek ve konuşacak çok şeyimiz var. Devletimizin gereğini yapacağından şüphem tam. Büyük Türk milletine çok teşekkür ederim. En başından beri arayarak, mesaj atarak, yanıma gelerek bana destek olup, güç verdiler. Gelen herkesin sorduğu ‘Bizden bir isteğin var mı?’ oldu. Benim yüce Türk milletinden bir isteğim var. O da şehitlerimizi unutmayalım. Bu acılara alışmayalım. Şehitlerimizin isimlerini her zaman hatırlayalım" dedi. Üzerindeki üniformasını olayın yaşandığı ilk günden beri çıkarmadığını belirten Yılmaz, "Eşimin tabutu al bayrağa sarılı bir şekilde geldi. Biz öyle geldik buraya. Bizim üniformamızda, kalbimizin üstünde al bayrağımız var. Ben de bunu kalbimizde yaşatıyorum" ifadelerini kullandı.

'MİLLETİMİZ ŞEHİDİMİZE SAHİP ÇIKTI'

Sivas Şehit Aileleri Derneği Başkanı Fatih Deveci ise "Şehit ailemiz ilk günden beri yalnız bırakılmadı. Çankırı’dan gelen 85 yaşında şehit ağabeyimiz duyduğundan beri ağladığını söyledi. Bazıları 450 kilometrelik yoldan gelerek Semih kardeşimizi ziyarete geldiler. Milletimiz şehidimize sahip çıktı. Semih kardeşimizde dik duruşuyla bizleri onurlandırdı" diye konuştu.

MEZARINA ZİYARETÇİ AKINI

Öte yandan 23 Eylül'de Sivas'taki Polis Şehitliği'ne defnedilen ve şehitlikteki tek kadın şehit polis olan Şeyda Yılmaz'ın mezarı ziyaretçi akınına uğruyor. Şehitliğe gelenler Yılmaz'ın kabri başında dua edip, çiçek bırakıyor. Bazı küçük çocukların da kendi elleriyle çizdikleri ve üzerine 'Hep yanındayız Şeyda abla' yazılı notları mezarının üzerine bıraktıkları görüldü. Şehidin mezarını ziyaret eden Ömer Ekşi isimli çocuğun ise bir kağıda kalp resmi çizerek, 'Şeyda abla seni çok seviyordum. Ben şehit olacağım diyordun ve isteğin yerine geldi. Keşke daha uzun yaşasaydın. Nur içinde yat, mekanın cennet olsun' yazılı not bıraktığı görüldü.