İsrail, İran’daki nükleer tesisleri en erken gelecek ay vurmayı planlamıştı. Ancak ABD Başkan Donald Trump, son haftalarda yapılan değerlendirmeler sonucunda İran’ın nükleer programını sınırlayacak bir anlaşma müzakere etme yönünde karar alarak bu planı durdurdu. Bu bilgi, kabine yetkilileri ve görüşmeler hakkında bilgilendirilen kişiler tarafından aktarıldı.
İÇ TARTIŞMALARIN ARDINDAN GELEN KARAR
Trump bu kararını, İran’ın askeri ve ekonomik açıdan zayıfladığı bir dönemde, diplomasi yürütme ile İsrail’in saldırısını destekleme seçeneklerini aylar süren iç tartışmaların ardından verdi.
Tartışmalar, ABD yönetiminde geleneksel olarak saldırgan tutumlu olan bakanlar ile askeri bir saldırının İran’ın nükleer hedeflerini yok edebileceği ve büyük çaplı bir savaşı önleyebileceği konusunda şüphe duyan diğer yetkililer arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya koydu. Sonuçta, şimdilik askeri eyleme karşı bir uzlaşı oluştu ve İran müzakerelere açık olduğunu gösterdi.
İsrailli yetkililer, mayıs ayında İran’daki nükleer tesislere saldırı planlarını geliştirmişti. Bu planları uygulamaya hazırdılar ve zaman zaman ABD’nin de onay vereceği konusunda iyimserlerdi. Bilgilendirilen yetkililere göre, planların amacı İran’ın nükleer silah geliştirme kapasitesini en az bir yıl geriye itmekti.
Planların neredeyse tamamı, sadece İsrail’i İran’ın misillemesinden korumak için değil, aynı zamanda saldırının başarısını sağlamak için ABD’nin yardımını gerektiriyordu. Böylece ABD, saldırının merkezî bir parçası olacaktı.
Şimdilik, Trump askeri harekât yerine diplomasi yolunu seçti. İlk başkanlık döneminde, Obama yönetimi tarafından müzakere edilen İran nükleer anlaşmasını feshetmişti. Ancak ikinci döneminde, Orta Doğu’da yeni bir savaşa sürüklenmekten kaçınmak isteyen Trump, Tahran ile müzakerelere başladı ve birkaç ay içinde bir anlaşmaya varılması için süre tanıdı.
TRUMP’TAN NETANYAHU’YA NET MESAJ: İRAN’A SALDIRIYA DESTEK YOK
Bu ayın başlarında Trump, İsrail’e ABD’nin bir saldırıyı desteklemeyeceğini bildirdi. Bu kararı, geçtiğimiz hafta Washington’a gelen Başbakan Binyamin Netanyahu ile yaptığı Oval Ofis görüşmesinde paylaştı. Görüşmede, ABD’nin İran ile görüşmelere başladığı da duyuruldu.
Toplantı sonrası İbranice yapılan bir açıklamada Netanyahu, İran ile yapılacak bir anlaşmanın ancak “tesislerin imhası, tüm ekipmanların Amerikan denetimi altında sökülmesi ve Amerikan uygulamasıyla” mümkün olabileceğini belirtti.
Bu haber, İsrail’in gizli askeri planları ve Trump yönetimi içindeki gizli tartışmalar hakkında bilgilendirilen çok sayıda yetkiliyle yapılan görüşmelere dayanmaktadır. Görüşülen kişilerin çoğu, askeri planlamaları tartışabilmek için isim vermeme koşuluyla konuştu.
İSRAİL AMERİKAN UÇAKLARINI İSTİYORDU
Başlangıçta, Netanyahu’nun talebiyle üst düzey İsrailli yetkililer, ABD’li muhataplarına, yeraltındaki nükleer tesislere yönelik bir İsrail komando baskını ve hava bombardımanı kombinasyonu içeren bir plan sundu. İsrailliler, bu operasyonda Amerikan uçaklarının da rol almasını umuyordu.
Ancak İsrailli askeri yetkililer, komando operasyonunun ekim ayından önce hazır olamayacağını belirtti. Netanyahu ise daha hızlı bir harekât istiyordu. Bu nedenle İsrailli yetkililer, yine ABD desteği gerektirecek kapsamlı bir hava bombardımanı planına yöneldi.
Bazı ABD'li yetkililer başlangıçta İsrail planlarını değerlendirmeye daha açıktı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Michael E. Kurilla ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz, Trump’ın desteği halinde ABD’nin İsrail saldırısına nasıl destek verebileceğini tartıştı.
ABD, Yemen'deki İran destekli Husilere karşı savaşını yoğunlaştırırken, Kurilla Beyaz Saray’ın onayıyla Ortadoğu'ya askeri ekipman ve uçak sevk etti.
Gönderilen tüm ekipman, Husilere yönelik saldırılarda kullanılabilecek şekilde konuşlandırıldı. Ancak ABD'li yetkililer, bu silahların İsrail’e İran’a karşı verilecek olası destek için de hazır bulundurulduğunu belirtti.
Trump’ın İsrail’in askeri hamlesine destek vermeye açık olduğuna dair işaretler vardı. ABD, uzun süredir İran’ı Husilere silah ve istihbarat sağlamakla suçluyor. 17 Mart’ta Trump, Husilere saldırılarını durdurmaları çağrısında bulunurken İran'ı da hedef aldı ve "Husiler tarafından atılan her kurşun, İran'ın silahları ve liderliği tarafından ateşlenmiş sayılacak" dedi. Trump, İran’ın sorumlu tutulacağını ve “sonuçlarının ağır olacağını” yazdı.
Ancak Trump yönetimi içinde bazı yetkililer İsrail planı konusunda şüpheci olmaya başladı.
Bu ay düzenlenen bir toplantıda Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Amerikan silahlarının bölgedeki birikiminin İran'la istenmeyen bir çatışmayı tetikleyebileceğine ilişkin yeni bir istihbarat değerlendirmesi sundu.
Çeşitli toplantılarda, Beyaz Saray Genel Sekreteri Susie Wiles, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başkan Yardımcısı JD Vance de saldırı planına dair şüphelerini dile getirdi. İran konusunda genellikle sert tutumuyla bilinen Waltz bile, İsrail planının kapsamlı bir ABD desteği olmadan başarılı olabileceğinden şüphe etti.
TAHRAN’DAN TRUMP’IN MEKTUBUNA DOLAYLI GÖRÜŞME SİNYALİ
Bu toplantılar, İran’ın dolaylı görüşmelere açık olduğunu açıklamasından kısa süre sonra yapıldı. Mart ayında Trump, İran’a doğrudan müzakere teklif eden bir mektup göndermişti, ancak Ayetullah Ali Hamaney bu teklifi reddetmiş görünüyordu. 28 Mart’ta üst düzey bir İranlı yetkili dolaylı görüşmelere açık olduklarını bildiren bir mektup gönderdi.
Bu ayın başlarında İsrail’i ziyaret eden Kurilla, Beyaz Saray’ın İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırı planını askıya almak istediğini İsrailli yetkililere bildirdi.
Netanyahu, 3 Nisan’da Trump’ı aradı. İsrailli yetkililere göre, Trump telefonda İran planlarını tartışmak istemediğini belirtti ancak Netanyahu’yu Beyaz Saray’a davet etti.
Netanyahu 7 Nisan’da Washington’a geldi. Ziyaret, kamuoyuna Trump’ın gümrük tarifelerine karşı lobi çalışması olarak sunulsa da, İsrailliler için asıl gündem İran’a yönelik saldırı planıydı.
Ancak Netanyahu henüz Beyaz Saray'dayken, Trump kamuoyuna İran ile görüşmelerin başladığını açıkladı.
Özel görüşmelerde Trump, müzakereler sürerken Mayıs ayında İsrail’e askeri destek sağlamayacağını Netanyahu’ya net şekilde iletti.
Ertesi gün Trump, İsrail'in İran’a yönelik askeri saldırı seçeneğinin hâlâ masada olduğunu söyledi: "Eğer askeri güç gerekirse, askeri güç kullanılacak. İsrail, doğal olarak, bunun lideri olacak."
TRUMP’TAN KUDÜS HAMLESİ: CIA DİREKTÖRÜ, İRAN PLANI İÇİN NETANYAHU VE MOSSAD’LA GÖRÜŞTÜ
Netanyahu’nun ziyaretinden sonra Trump, CIA Direktörü John Ratcliffe’i Kudüs’e gönderdi. Ratcliffe geçen Çarşamba günü Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea ile bir araya gelerek İran'a yönelik çeşitli seçenekleri görüştü.
Görüşmede müzakereler ve askeri saldırılar dışında, ABD destekli gizli İsrail operasyonları ve daha sıkı yaptırım uygulamaları da değerlendirildi.
ABD’li yetkililer uzun zamandır, İsrail’in tek başına İran’ın nükleer tesislerine ciddi zarar veremeyeceğini söylüyordu. İsrail uzun süredir ABD’nin en büyük konvansiyonel bombası olan 30 bin librelik bunker buster bombasını talep ediyor.
İsrail, mayıs saldırısı için birçok seçenek üzerinde durdu ve bunları ABD’li yetkililerle tartıştı.
NETANYAHU’NUN ÖNCELİĞİ: İRAN’A SURİYE MODELİ BASKIN PLANI
Netanyahu başlangıçta hava saldırılarıyla komando baskınlarının birleştiği bir planı destekledi. Bu plan, geçen Eylül ayında İsrail’in Suriye’de yeraltı bir füze üretim tesisine yönelik gerçekleştirdiği operasyonun daha büyük ölçekli bir versiyonu olacaktı.
Bu operasyonda İsrail, önce hava saldırılarıyla karakol ve hava savunma tesislerini hedef almış, ardından helikopterlerle bölgeye inen komandolar yeraltı tesisine sızarak önemli ekipmanları imha etmişti.
Ancak ABD’li yetkililer, İran’ın bazı kritik tesislerinin sadece komando baskınlarıyla etkisiz hale getirilemeyeceğinden endişeliydi. İran’ın nükleer silah üretimine yakın zenginleştirilmiş uranyumu, ülke genelinde farklı tesislerde saklanıyor.
İsrailli yetkililer, başarılı olabilmek için Amerikan uçaklarının hava saldırılarıyla komandoları koruması gerektiğini belirtti. Ancak İsrail askeri komutanları, böyle bir operasyonun aylarca planlama gerektirdiğini söyledi.
Bu durum, Kurilla'nın görev süresinin yakında sona erecek olması nedeniyle ek zorluklar yarattı. Hem İsrailli hem de ABD’li yetkililer, planın Kurilla görevdeyken uygulanmasını istiyordu. Netanyahu ise hızla harekete geçmek istiyordu.
KOMANDO PLANI REDDEDİLDİ, GÖZLER HAVA SALDIRISI SENARYOSUNDA
Komando planı rafa kaldırıldıktan sonra, İsrail ve ABD yetkilileri, Mayıs başında başlayacak ve bir haftadan fazla sürecek kapsamlı bir hava bombardımanı planı üzerinde çalışmaya başladı.
İsrail’in geçen yıl düzenlediği bir saldırı, İran’ın Rus yapımı S-300 hava savunma sistemlerini yok etmişti. Yeni bombardıman kampanyası, kalan hava savunma sistemlerinin yok edilmesiyle başlayacak ve böylece İsrail savaş uçakları nükleer tesislere daha rahat ulaşabilecekti.
İsrail’in nükleer tesislere yönelik bir saldırısı, muhtemelen İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırılarını tetikleyecek ve bu da ABD desteğini gerektirecekti.
İranlı üst düzey yetkililer, saldırı halinde ülkenin kendini savunacağını açıkladı. İran Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, 6 Nisan’daki konuşmasında İran’ın savaş istemediğini ve ABD ile diplomatik yollarla çözüm aradığını söyledi. Ancak ekledi: "İslam Cumhuriyeti’nin egemenliğine yönelik herhangi bir saldırıya güçlü ve ağır sonuçları olan bir karşılık vereceğiz."
© 2025 The New York Times