Vatikan Devlet Başkanı ve Roma Katolik Kilisesi'nin lideri Papa Francis 88 yaşında hayatını kaybetti. Kilisenin 'ilerici' kanadından olan ve Kilise tarihinde Avrupalı olmayan ilk Papa olan Arjantinli Papa Francis'in ardından Roma Katolik Kilisesi, Katolik dünyasının yeni ruhani liderini seçecek.
PEKİ SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Öncelikle Papa, 80 yaşın altında olması gereken 120 kardinal tarafından seçilir. Papa'nın ölüm ilanının ardından dünyanın çeşitli bölgelerindeki tüm kardinaller Vatikan'a gelir.
Conclave (Konsey) toplanır ve konseyin ilk günü özel bir ayinle başlar. Ardından kardinaller Sistine Şapeli'ne girerek dualar ve ilahiler okuyarak azizlere ve Kutsal Ruh'a bir Papa seçmelerine yardım etmeleri için yalvarır.
Her kardinal elini bir İncil'in üzerine koyar ve "en büyük sadakatle" konseyin ayrıntılarını asla açıklamayacağına dair söz verir.
Papalık ayinlerinin yöneticisi, yani Papa'nın görev süresi boyunca dini törenleri düzenleyen yetkili Kardinaller Meclisi'nin dekanı, daha sonra Latince "Herkes dışarı" anlamına gelen "Extra omnes" diye bağırır. Kardinaller dışındaki herkes ayrılır.
ŞAPEL VE DIŞ DÜNYA ARASINDAKİ TÜM İLETİŞİM KESİLİR
Şapelin içindeki kardinallerle dış dünya arası iletişim tamamen kesilir. Kardinaller bilgi sızdırırlarsa Kilise'den aforoz edilir. Şapel dinleme cihazına karşı elektronik cihazlarla taranır.
Adayların erkek ve vaftiz edilmiş bir Katolik olması gerekmektedir. Ve açık bir gereklilik olmasa da, neredeyse her Papa seçilmeden önce kardinal olmuştur.
Dünyada şu an 252 kardinal bulunuyor ve bunların 138'i yaş şartına uyuyor. 138 kişiden 120'si konseye dahil olabiliyor.
Şapel'de oylama başlar. Her kardinal kendi seçtiği ismi Latince "Yüce Papa olarak seçiyorum" yazılı bir kağıda yazar. Sunağa teker teker yaklaşırlar ve şöyle derler: "Yargıcım olacak Rab İsa'yı şahidim olarak çağırıyorum ki, oyum Tanrı'nın huzurunda seçilmesi gerektiğini düşündüğüm kişiye verilmiştir."
Katlanmış oy pusulası yuvarlak bir tabağın üzerine yerleştirilir ve oval gümüş-altın bir küpün içine kaydırılır. Oylar kullanıldıktan sonra, isimleri not eden ve yüksek sesle okuyan üç denetçi tarafından teker teker açılır.
Kardinaller kendilerine verilen bir kağıda kendi çetelelerini tutabilirler ancak oylama sonunda yakılmak üzere notlarını teslim etmeleri gerekir.
Denetçiler daha sonra oyları toplar ve sonuçları Papalık arşivlerinde saklanan ayrı bir kağıda yazar.
Denetçi her bir ismi okurken, her bir oy pusulasını "eligo" (Latince "seçiyorum") kelimesinin içinden bir iğne ile deler, oy pusulalarını iplikle bağlar ve bir düğüm atar.
80 KARDİNALİN OYU ŞART
Oy pusulaları daha sonra bir kenara konur ve beyaz ya da siyah duman çıkarması için bir kimyasalla birlikte şapelin sobasında yakılır; oylama sonucunda yeni bir Papa çıkarsa beyaz, çıkmazsa siyah duman çıkar.
İlk gün sadece bir oylama yapılır ve bundan sonraki her gün en fazla dört tur oylamaya izin verilir. Kazanmak için üçte iki çoğunluk gereklidir.
Üç günün sonunda hiç kimse seçilemezse, oylamaya bir güne kadar ara verilir. Oylama yeniden başlar ve yedi oylama daha yapıldıktan sonra papa seçilemezse, bir duraklama daha olur ve yaklaşık 12 gün oylama yapılana kadar bu böyle devam eder.
EN UZUN KONSEY 3 YIL SÜRDÜ
Eğer 33 turdan sonra kimse seçilemezse, kardinaller Papa 16. Benedikt tarafından getirilen yeni bir kural uyarınca en iyi iki aday arasında ikinci tura giderler. Önceki turlardan farklı olarak, bu iki aday oy kullanamaz.
Konseyler eskiden aylarca sürerdi; kayıtlara geçen en uzun konsey 13. yüzyılda X. Gregory'nin seçildiği konseydir ve iç çekişmeler ve dış müdahaleler nedeniyle Kasım 1268'den Eylül 1271'e kadar sürmüştür.
X. Gregory, kendisinin seçilmesiyle sonuçlanan aynı kaosu önlemek için seçmenleri tecrit eden ve onları kilitleyen yeni kuralları yürürlüğe koymuştur, "conclave" terimi de buradan gelmektedir.
Şubat ayından ağustos ayına kadar süren 1740 konseyi gibi bazı aykırı örneklere rağmen, süreç artık sadece günler ya da bazen haftalar sürmektedir. Yirminci yüzyılda ortalama konklav sadece üç gün sürmüştür. 21. yüzyılda ise Francis ve Benedict için yapılan iki konsey sırasıyla sadece beş ve dört oylama sürmüştür.
Papa seçildikten sonra, Papalık ayinlerinin yöneticisi şapele döner ve Kardinaller Meclisi'nin dekanı kazanan kişiye sorar: "Kanonik olarak yüce papa olarak seçilmenizi kabul ediyor musunuz?"
Kardinalin "kabul ediyorum" demesinin ardından dekan sorar: "Hangi isimle anılmak istersiniz?"
Papalık isimleri başlangıçta kazanan kişinin doğum adının Katolikleştirilmesi anlamına geliyordu. Bunu ilk yapan 533 yılında seçilen Papa 2. John'dur çünkü kendisi Roma tanrısı Merkür'ün adı olan Mercurius olarak doğmuştur. Şimdilerde bu isimler genellikle önceki Papalara bir saygı duruşu ve yeni seçilecek olanın göreve yaklaşımının bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Ayin törenlerinin yöneticisi daha sonra resmi bir belgeye bilgileri girer, Sistine Şapeli'nin bacasından beyaz dumanlar çıkar ve Aziz Peters Bazilikası'nın çanları çalar.
Yeni Papa daha sonra beyaz cüppesini giyer ve kırmızı giysili kardinaller teker teker itaat yemini etmek üzere yaklaşırlar.
Yeni Papa, Aziz Petrus Meydanı'na bakan balkonun sundurmasına çıkmadan önce Pauline Şapeli'nde birkaç dakika durup dua eder. Kendisinden önce balkona çıkan bir kardinal, "Habemus papam!" ("Bir papamız var!") diye anons eder ve ardından onu Latince olarak dünyaya tanıtır.
Yeni Papa daha sonra ortaya çıkar ve Papa olarak halka ilk sözlerini söyler.
ADAYLAR KİMLER?
Pek çok Katolik yorumcuya göre, mevcut papa hala hayattayken bir sonraki papanın kim olabileceğine dair açık spekülasyonlar saygısızlık. Ancak dikkatler kaçınılmaz olarak potansiyel papa adayı olan ve İtalyanca'da "papabili" olarak bilinen kardinallere çekilmiş durumda. Önde gelen adaylar farklı geçmişlere ve ideolojik bakış açılarına sahip olduğundan, konseyin nihai seçimi Kilise'nin gelecekteki yönünü değiştirebilir.
İlk aday her zamanki gibi bir İtalyan, Kardinal Pietro Parolin.
"Bir Vatikan diplomatı" olan 70 yaşındaki İtalyan kardinal Pietro Parolin, Papa Francis'in dışişleri bakanı ve yerine geçmesi için şu anki favori isim. Parolin, 10 yıl önce ABD ile Küba arasındaki buzların erimesine ve 2018'de Vatikan ile Çin arasında imzalanan anlaşmaya aracılık etmesiyle tanınıyor.
ABD'li Katoliklere göre, mevcut jeopolitik dalgalanmalar göz önünde bulundurulduğunda, kardinal seçiciler bir diplomata ihtiyaç duyuyor olabilir. 11 yıl boyunca Papa Francis'in "görev değişikliklerinden" azade olan Kardinal Parolin, 'hasarları onarabilecek ılımlı biri' oarak görülüyor.
Bir diğer aday, Filipinler'den Kardinal Luis Antonio Tagle.
Filipinli 67 yaşındaki kardinal Luis Antonio Tagle, Vatikan gözlemcileri arasında uzun zamandır önde gelen bir papabili. ABD'li Katoliklere göre Tagle "medyaya yakın, karizmatik ve neşeli".
Seçildiği takdirde ilk Asyalı papa ve Hertfordshire'da doğan ve 1150'lerde görev yapan 4. Adrian'dan beri "tarihte gerçekten akıcı bir şekilde İngilizce konuşan ilk papa" olacak.
Kardinaller Koleji Raporu'na göre Kardinal Tagle duygularını rahatlıkla gösterebiliyor ve şakacı, halktan biri gibi bir tavrı var. Sol eğilimli politikaları Papa Francis'in sosyal adalet konularında nispeten ilerici görüşlerine benziyor.
Diğer aday Gana'dan, Kardinal Peter Turkson.
Çok dilli İncil bilgini Kardinal Peter Turkson, 76 yaşında, aurası güçlü ve yumuşak dilli olarak tanımlanıyor ve uzun süredir önde gelen adaylardan biri olarak görülüyor. Ancak eşcinsellik, ekoloji ve sosyal adalet konularındaki nispeten liberal görüşleri, onu bazı kardinal arkadaşları ve kendi ülkesi Gana'daki piskoposlarla karşı karşıya getirmekte.
Katolik nüfusun giderek arttığı Afrika'dan bir Papa seçilmesine yönelik bir heyecan olsa da Kardinal Turkson genel olarak birleştirici bir aday olarak görülmüyor.
Macaristan'dan Kardinal Péter Erdő de bir diğer aday: Ödüllü bir akademisyen ve entelektüel olan 72 yaşındaki Kardinal Péter Erdő'nün mevcut Papa'dan daha muhafazakâr olduğu ve potansiyel bir "uzlaşma seçimi" olarak görüldüğü belirtildi. Komünist bir rejim altında yetişmiş - 1956'da işgalci Sovyet birlikleri evlerini yaktığında ailesi sadece sırtlarındaki giysilerle kaçmış - ve o zamandan beri Macar demokrasisi otokrasiye kayarken ülkesinin kilisesini yönetmiş bir kardinal.
SÜRPİZ İSİM: UKRAYNALI GENÇ KARDİNAL
Sürpriz aday ise Ukrayna'dan Kardinal Mykola Bychok.
45 yaşındaki Yunan asıllı Ukraynalı Kardinal, 7 Aralık 2024'te Papa Francis tarafından kardinal ilan edildi. Bychock'un "Rusya ile yaşanan savaşta Ukraynalı dostlarının çektiği acılar hakkında etkili bir şekilde konuştuğu ve cemaatinin büyük ölçüde 2014 yılında Rusya ile patlak veren çatışmadan kaçan Rum Katolik mültecilerden oluştuğu" biliniyor. Bychock Aziz Petrus'un tahtına oturmak için çok mu genç? sorusuna ise genel cevap: "Tarih hayır diyor ve görünüşe göre Francis de öyle."